Cuma, Şubat 26, 2010

Ek Gıdaya Merhaba...

Evet ek gıda zamanımız gelmişti zaten.Elimizdekilere atlayıp, bizi yemek yerken görünce hüzünelnip, gözleri dalmaya başlamıştı oğlumuzun.
De aman bu yazıyı Ek Gıda Gurusu olarak yazıyorum zannedilmesin. Aman efendim ne haddimize? Deniyoruz şimdilik...
Doktorumuz K anne sütü ile devam edin, ancak iki ay üstüste kilo almazsa düşünürüz demişti, bunu anlatmıştım. Ama Denizhan'ın son ay kilo alımı 200gr olmuştu. Çok da bıcır bıcır titreşen, devingen bir bebek. Bu yeme içmeye ilgisizliğine rağmen kilo vermediğine şükrediyoruz:)
E dolayısıyla ben Ek Gıda'ya geçmemiz gerektiğini hissediyordum.
Bu hissetme mevzu mühim. Biliyorsunuz veya bilmiyorsunuz ama bebekler ve anneleri arasında tinsel bir bağ var. Çoğu zaman bu bonus özelliğim sayesinde Denizhan'ın tam da ihtiyacı olan şeyi bilebiliyorum. Bunun adını "Annelik Kartı" koyduk eşimle. Bir konuda ne yapılması gerektiğinden emin değilsek, ben içimi yokluyor ve Anne Kartı'mı masaya sürüyorum. Bu kart Joker'in küpü gücünde ve masadaki diğer tüm kartları (çoğunluk bile olsalar) silip süpürüyor :D
Sonuçta bu annelik kartını kullanıp, eşimi bayıp/bayıltıp bu ay Erin'in doktoru Dr. Hülya Sonügür'e gittik. 6.ay muayenesi için tam 1.5 SAAT ayırdı bize.
Oğlum Hülya hanıma gelinceye kadar artık 6.5 aylık olduğu için hemen başlamamızı ve bir kaç güne tencere yemeğine geçmemizi önerdi.
Ertesi sabah elma ile başladık. Şükür ki internet var- internetteki anne bloglarından okumuştum ki eğer robottan/rondodan geçiren annelerin bebekleri ileride sıvımtrak püre dışında bir şey kabul etmeyebiliyordu.
İşte gene Anne Kart kullanıyorum...
Oğlumla 6 aydır beraberiz. Ve artık onun karakteri, seçimleri hakkında fikrimiz var. Denizhan açık görüşlü bir bebek ama zorlanmayı ve ekstremleri sevmiyor. Yani kuralları değiştirme zamanı.
Ne yaptım?
Bir kaç gün geç başlasam da doğru başlamak istedim. Doktorun verdiği beslenme notları, Dr. Ahmet Aydın'ın Beslenme Bülteni'ndeki bir kaç makalenin yanısıra Süt Çocuğu Beslenmesi'nde Ek Gıdalar yazısı, ve bir kaç kitap okudum.
Kitaplardan ilki Sears'ların Baby Book'u. Genelde bebek gelişimi ile ilgili olarak bu kitapta bulduğum bilgileri çok beğeniyorum. Ama beslenme ilgili önerileri (donmuş gıdalar ve kendi bebek maması markalarını sık sık tanıtmaları) bu konuda benim için iyi bir kaynak olmadı.
İkinci kitap artık dünya alemin bildiği Tracy Hogg'un Bebek Bakımında Mucize Çözümler adlı kitabı. Sağolsun Tracy bebeğin gözünde sağlıklı bir beslenme olgusu geliştirebilmek için çok güzel tüyolar vermiş. Okuyunca çok basit gelen, ama bunları okumaksızın olayı yaşarken kolayca unutulabilecek şeyler. Mesela bebek için yemek yemenin ayrı bir önemi olmasını, ileride sizinle yemek yemesini istiyorsanız buna şimdi, hemen en başında o mama sandalyesinde, siz kendi iskemlenizde aynı masada oturup beraber yemek yerken yapmalısınız gibi. Şu an öyle yapıyoruz. Kabaca rutinizi özetlersek (saatler çok önemli değil, kabaca)
7:00-7:30   Uyanınca sabah anne sütü.
9:00-9:30   Sabah kahvaltısı
Ardından gene 2 kere daha anne sütü içiyor.
Gece de 11'de uyku öğünü. Uyku öğününü katı gıdalar hayatımızda daha önemli bir yer kaplarken, 7. ay başlarında bırakmayı planlıyoruz.
Bir de Tracy'den aldığım en önemli öğün, her yeni dönem gibi bunu da endişeyle değil, bir sevinçle karşılamak.
Ki bunu yeterince okuyup, danışıp, düşününce, durduğum yeri bulunca başardım, rahatladım ve kolları sıvadım diye düşünüyorum.


Neyi nasıl yedi?
İlk 3 gün elma püresi.
Ardından Buharda pişirilmiş (pişirince vitaminleri ölüyor diye) havucu ezip verdim.
Son 3 gündür de 1 gece önceden suda bekleyen peynir ve ekmek içini (tam buğdaylı ekmek, beyaz veya kepekli değil) anne sütü veya evde demlediğim ıhlamur suyu ile yumuşatıp karıştırıp verdim. Gene aynı öğünde elma püresi de yedi.
Nasıl karşıladı?
İlk tepkisi biraz ürkekti. Gözlerimin içine baktı. En ufak bir tereddüt göstersem püskürteceğine emindim. Ama ben o sırada şarkılı bir şekilde "Ammaaan, peynir ne güzel. Mmmmm." şeklinde uydurduğum şarkıları söylemekle ve kendim de peynir ekmek yiyip gözşerimi parıldatmakla çok meşguldum.
Bu arada bu tavırları yavaş yavaş azaltıyorum ki, yemek yemek ekstradan üzerine düşülmesi gereken bir çapanoğlu gibi gözükmesin gözüne :P

Önemli bir başka nokta da anne sütü alan bebeklere artık su verilmiyor. Ancak ek gıdaya başlayan bebeklerin sodyum tüketimi nedeniyle artık su içmeleri gerekiyor. Öğününden sonra 50ml teklif ediyoruz, 20-30ml içiyor.

Not: Maalesef konuyla ilgili görsel malzememiz biraz kısıtlı. Zira anne sabah süt verip sonra Denizhan oturururken kalanını sağıp, sonra o basit kahvaltıyı hazırlarken zamanı yakalayamıyor. Zaman karşı bir yarış veriyoruz şaka değil. Zira bizimkinin o saatlerde kaşlarının kızarıp uykum var nidaları atması an meselesi oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaşanan her an, hissedilen her duygu benzersiz ve "1" kerelik. Unutmamak için yazıyor ve paylaşıyorum...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...