Pazar, Eylül 19, 2010

Elveda Oryantal Kraliçesi...

Yazamadım, sebebi muhtelif. Oysa Denizhan'ın doğumgünleri, yaz tatilindeki maceraları falan çok resim ve yazı var zihnimde.Yazamama sebebim özetle Evdeki Yardımcı sorunsalları ve Ali'nin zatürre olması. Zatürre mevzu başka bir yazıda anlatırım belki ama yardımcı meselesi pek derin:P
Zannediyordum ki, evde bir yardımcı olunca ev işleri bitecek, çocuk daha kolay büyüyecek. Yok henüz beceremedik. Zaten aynı evde 2 kadın zor zanaat, bir ipte iki cambaz misali. Hem işveren olup, hem tadında ilişki kurup, hem motive edip, hem dengeleri koruyup, hem de evdeki hanımı çalıştırabilmek daha zor zanaat-mış. Gündüz evde verimli iş yapılmayınca gece de pc başına oturmak bana haram oldu tabi.
Zannediyordum ki, evde bir yardımcı olunca yeni iş hayalimize konsantre olabileceğim. Yok, bu da mümkün olmadı, gördüğünüz gibi pc'mi bile açamadım. İ-phone sağolsun, artık kapı aralığında, ocak başında ne kadar, kaç saniye bağlanabildiysem.
Son yardımcımız E-ki burada kendisini artık Barbie abla olarak anacağım- gerçek bir vaka analiziydi. İlk başlarda "3 çocuk sahibi anne, mağrur ve gururlu kadın, her işin altından kalkabilecek zeyna" formasyonu, Türkiye'de merkezin ve solun hali gibi giderek güç kaybedip sonunda şu formata dönüştü:
-"Ben ev işi yapmam. Benim görevim değil."
Evet bunu da dedi. Özellikle son dönemde o Denizhan'ı kucağında tutuyor, ben canhıraş şekilde iş yapıyordum. Neden ben iş yapıyordum, çünkü Barbie abla kendini yormadığı için hangi iş yapsa bir şeyler eksik kalıyor, ben 3-5 söylemekten usanıp, sonunda işe kendim girişiyordum.
Sonunda Ali zatürre olup da evde yatmak zorunda kaldığı hafta bizi olay yerinden gözleme imkanı elde edince beni daldığım gaflet uykusundan uyandırdı. En son ben gene dalmış buzdolabının derinliklerine, son aylarda el değmemiş bakir yörelerine, bir yandan temizler, bir yandan tasnif eder, yerleştirirken Ali gelip sordu: "Ne iş?"
Zira o anda Barbie abla kucağında oğlum ile beni izliyorlardı.

Bunun üzerine biz o gün Barbie abla ile performans görüşmesi yapmaya karar verdik. Hemen konuşamadık. Zira kendisi 8 gün tatil izni, ardından bayram izni (3 gün), sonrasında mide rahatsızlığı (3 gün) derken son 3 haftada birbirimizi pek görememiştik.
Midem rahatsız diye gittiğinde doktor istirahat verince eve gidip yatmıştı. Geçmiş olsun, tabi yatsın da, bize bir haber uçıraydı. Yok o öyle yatmış, bizi aramadan, haber vermeden. Sonra Allah'tan bize işi düştü de geldi. Yoksa süresi belirsiz istirahat ne kadar sürebilirdi? (Başka konularda da sürekli kendi ailesine yalan söylediği için benim ona itimadım hiç kalmamıştı. Bu hastalık meselesi nde de günahı boynuna.)
Hazır evimizde bulunca yardımcımızı bizim performans konuşmamıza geldi konu. Ama dediğim gibi, ne söylesek "Benim görevim değil." dedi. Dahası şunu da dedi:
-"İşler yetişmiyorsa Özge'nin (-benim yani) hatası. Hem benim görev tanımımda bunlar yok
Zzzzzt! Ali de film koptu burada. Bu esnada ben ancak gözlerimi yuvalarından fırlatmışken Ali rasyonel bir tepkiyi karşı filelere ulaştırmıştı bile.
Maalesef nereden nerelere geldik dedim. Daha bir sürü boş laf, kendini savunayım derken dediği şeyler. Boşa ona laf yetiştirip kendimi yorup, enerjimi düşürmedim. Gene de yazayım, gene ileride aynı şekilde birini tepeme çıkarırsam, kendime ikazım olsun.
İlk başta "Ne iş olsa yaparım." derken, bir şekilde bizim oğlanı bırak oynatmayı, yaka iğnesi gibi kucakta dolaştırmaktan başka bir işe imza atmaz olmuştu. En son ben alışverişe gittiğimde, oğlanı uyuturken bizim yatakta, benim yastığımda rahatça uyuması da 10 puanlık bir hareketti:) (Ki o odada 2 kişilik bir koltuk var, yoruldum dese gündüzleri kendisine tahsis edilmiş ayrı bir odada 3 kişilik başka bir koltuk var, yoruldum dese eve gitmesine izin verecek insanlık bizde var.) Oysa olay anında Ali'nin zatürreden yatıyor ve bütün bunlara şahit oluyor. Yorgunluktan değil yahu, rehavetten, miskinlikten. Otur, otur insanın içi geçer tabi. E bizim de gönlümüz geçti sonunda...
Fotolar hakkında bir kaç Not:
1. Foto: Döndüğümüz gün. Nasıl marsık gibi yandığımıza dair.
2. Foto: Döndükten bir kaç gün sonra bahçeli tatilden apartman hayatına şeyettiremeyen oğlumuz kurtlarını döksün diye Emirgan Korusu.
3. Foto: Tatilden, Bodrum'dan. Babaannesinin balkonunda hamak keyfi.

3 yorum:

  1. Okurken sinir oldum, nasil tepenize cikmis tabir-i caizse! Her serde bir hayir vardir ya, Ali'nin hastaligi sayesinde gozun acilmis senin de! Gecmis olsun bu arada, umarim iyilesmistir. Mavis gozlerden operim annesi :) Sevgiler!

    YanıtlaSil
  2. Evet yahu, ben de inanamadım. Daha neler çıktı neler. Gittiğimiz yerdeki esnafa azıcık da olsa borç yapmış. Biz döndükten sonra komşumuzdan istemişler???

    YanıtlaSil
  3. Yapma yaa!!! Neyse, zararin neresinden donerseniz kardir. Insallah bundan sonra gelecek olan (eger hala dusunuyorsaniz!?) iyi biri cikar.

    YanıtlaSil

Yaşanan her an, hissedilen her duygu benzersiz ve "1" kerelik. Unutmamak için yazıyor ve paylaşıyorum...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...