Salı, Kasım 02, 2010

Acaba yer misin?

Bu yazının altı çizili olma sebebi Blogger'ın kişisel sorunlarını işine, yani blog ortamına taşıyıp, beni altı çizisiz yazı yazma imkanından mahrum etmesindendir! Zira yazar hayatta "kendini fazla ciddiye alma" tribinden 30'lu yaşlarının başında kurtulmuş olduğunu ummaktadır.


Oğlum, başlıkta kastettiğim fiildeki gizli nesne "bildiğimiz Yemek" olsaydı gerçekten yemezdin. Annenin kendi annesinden emdiği sütü burnundan getirene kadar o güzel dudaklarını büzer düğme yapardın. Sonra sonra Anne'nin kendini zeki zannedip ürettiği türlü dahice(!) oyunlara güler, kanmış gibi yapar ve sadece "1" kerecik ağzını açardın, o da "kadıncağız yoruldu diye ödül niyetine". Belki hamur işi veya simit olsa biraz ucundan kemirirdin.
"Acaba yer misin?" derken kastım başkaydı. Hani aylardır mutfak dolabına dadanmıştın. Yere vurmadığın çelik tencere, kapak, kırmadığın emaye kap kacak kalmamıştı, hatırlar mısın? Ben de bir umut Babaanne'nin mutfağında pek keyifle oynadığın plastik ıvır zıvırı getirip bizim dolaba koymuştum, seni belki keser diye. Israrla sen çeliklere uzandıkça "Yok onlar Anne'nin, bunlar Denizhan'ın." demiştim. Hani çok biliyor ya annen, daha zamirler için erkenmiş, kafan karışırmış ben-sen derken falan filan. Sen de beni her zaman yaptığın gibi maymun edip, ne diyeceğimi bile bile her gün defalarca elini çeliklere uzatıp cevabıma kahkahalarla gülmüştün. Üstelik gidip çelik tencereleri gene salona sürüklemiştin.
Bugün aklımda kaç zamandır olanı yaptım. Sana özel tencere seti aldım! Sana dolapta yeni bir yer ayırdım. Bakalım buna ne diyeceksin? Kaç gün seni kesecek bu yeni aksesuarlar? Bu annen ne zaman anlayacak "Resistance is Useless!" / "Direnmenin faydası yok!" *
(*) Bu meşhur repliğin geçtiği film olan The Hitchhiker's Guide to the Galaxy'i seyretmelisin büyüdüğünde, süper komik.

2 yorum:

Yaşanan her an, hissedilen her duygu benzersiz ve "1" kerelik. Unutmamak için yazıyor ve paylaşıyorum...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...