Bakalım bunu yayınlayabilecek miyiz, o da muamma. Yazı bitip "Kaydı Yayınla" tuşuna bastığımda aralancak bu sır perdesi.
Bir çok şey oldu o günden bu güne. Denizhan okula başladı yazdım, 2 gün sonra okulu bıraktık oysa. İlk günler diye beni de sınıfa alıyorlardı ve burada gözlemlediklerimle bu sevdadan o gün için vazgeçtik. (Çok gürültülü bir ortam, sürekli yüksek perdeden konuşan, seslenen öğretmenler, çocuklar anlamaz diye yanlarında makus talihlerine, hastalıklarına dair konuşmalar vs. bana yetti. Denizhan da okul çıkışlarında çok uyarılmış hallerle sürekli ağlayınca 3 günlük maceramız başladı ve bitti.
Sonra Ağustos'da Denizhan'ın 2. doğumgünü kutladık.
Ayça Oğuş, can insan, gerektiğinde bizi o fotograflasın istediğim fotografçımız çekti resimlerimizi, yaptı en kralından albümümüzü:)
O günlerde Face'e şunu yazmışım:
"Terlikler, seneler... Soldaki terlik 7 senedir hayatimda, klasik zevki olan bir erkege ait, eskidiginde de gidip aynisi alinir. Sagdaki terligin sahibi 2 sene once bu saatlerde aramiza katildi, bizi aile yapti;)"
Gerçekten böyle. Doğru insanı bulmak zor tamam. Ama bulduktan sonra aşık olmak kolay. Daha zoru bunu devam ettirebilmek, sevdiğinin gözünün içinde o gülücüğü hep canlı tutmak. Sonra oyunun seviyesi yükseliyor, bu sefer anne-baba rolü de geliyor. Anne-Baba ve aynı zamanda eş olmayı öğrenmek zaman alıyor. Ama hayat bu değil mi, unuttuğumuz her şey yokolmaya mahkum...
Denizhan giderek artık pek çok evin çocuğu oldu. Anneannesi, Babaannesiyle, Dedesi, Teyzeannesi, kuzeni, halalarıyla kendi ilişkisi perçinlendi.
Bu arada arkadaşlarımızla (anne dili olarak çoğul konuşmuyorum, ortak arkadaş onlar:)) buluştuk, oynadık, çimlerde yuvarlandık, eğlendik...
Status Update:
Lokasyon: Eylül'de yine-yeni-yeniden okula başladık. Artık kendi dünyası daha zengin. Onca zaman sadece anneye bağımlı bir bebekten, kendi şarkıları, kendi yepyeni oyunları, kelimeleri olan bir çocuk görünce elimde olmadan hayrete kapılıyorum:)
Sevdikleri: "xx'i seviyor musun?" kısmı biraz karşık diye inanmak istiyorum şu aralar. Zira dün itibariyle annesi ve babası dahil kimseyi sevmiyor, sadece ve sadece dedesi ve okuldaki tavşan olan Yonca'yı seviyor:) Tüm sülale ve arkadaşlar 2 kez sayıldı bir yanlışlık olmaması için.
Değişenler:Yemekle aramız "bence" Denizhan'ı yemeğe zorlayan ablamızla yollarımızı ayırdıktan sonra radikal şekilde değişti. 2. tabak fasulyeyi isteyen bir oğlumuz var artık:)
Neyse fazla şansımız zorlamadan bu postu bitireyim, uçar muçar. Uçmazsa da bana motivasyon çıkar:)