Pazartesi, Kasım 30, 2009
Bayramlık şekerlerimiz
Bu bayram yeni üretimimiz olan Bayram şekerimizin ilk prototipleri piyasaya sürüldü ve deneyenler tarafından çok beğenildi. Ana-babasından ısrarla isteyiniz, tadını tam alabilmek için sade tüketiniz...
Cumartesi, Kasım 28, 2009
Bayram sonrası suskunluğum...
İSTANBUL’U DİNLİYORUM
Tabik ki biliyorsunuz bu şiiri. De belki unuttunuz kaç zamandır. Sevdiğin kitapları yeniden okumak gibi, eski bir dosta rastlamak gibi, sevdiğim şiirleri yaniden okumak...
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Kuşlar geçiyor, derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda
Bir kadının suya değiyor ayakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Serin serin Kapalıçarsı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Los kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Bir yosma geçiyor kaldırımdan
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere
Bir gül olmalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vurusundan anlıyorum
İstanbul'u dinliyorum.
Orhan Veli Kanık
Cuma, Kasım 27, 2009
Çarşamba, Kasım 25, 2009
Salı, Kasım 24, 2009
Hamileleri Çirkinleştirme ve İhya Etmeme Birliği
Bu birliği duymamış mıydınız?
Pazartesi, Kasım 23, 2009
Denizhan halay çekiyor...
Denizhan'ın asker arkadaşı
Tarih tekerrür eder...
Zamanda yolculuk yapalım.
Perşembe, Kasım 19, 2009
Denizhan'ın Mevlüdü
Neye delalet?
Pazar, Kasım 15, 2009
Büyük Hala Doğumgünü
Cuma, Kasım 13, 2009
Belirli Günler...
Sırf hatıra olsun diye Denizhan için belirli bazı günleri buraya yazmak istedim:
Eye of the Tiger
Denizhan Okulda
Minik Balina
Çarşamba, Kasım 11, 2009
Her gün yeni bir şey...
Bu kadar enteresan olduğunu bilmezdim çocukla vakit geçirmenin. Misafirliklerde sabahlara kadar "Benim çocuğum, benim çocuğum, benimmm" diye anlatan anne babalara şaşırırdım.
Salı, Kasım 10, 2009
Denizhan'ın yeni tutkuları...
Denizhan'ın Mandırası
Evcilik oynuyorum demiştim. Mesela neler yapıyorum?
Biz artık doğal süt tüketiyoruz. Nasıl yani derseniz, doğum fotoğrafçımız Ayça Oğuş'tan duydum.
Aysun Hanım
Sütler son derece temiz şartlarda sağılıyor, el değmeden şişelenip kapınıza kadar 5lt'lik şişelerde getiriliyor.Gelen süt çocukluğumuzdaki süt. Hani cam şişede Atatürk Orman Çiftliği ve SEK Süt vardı. Üstünde kaymağı olan, lezzeti olan süt. Markette satılan içinden 10 kere yağı şusu busu alınmış beyaz renkli sıvı değil. Bunları giden gören annelerden öğrendim. Tüm dünyada bir çiğ süt, proses süt tartışması süregittiği için (ben de yeni öğrendim) herkes içine sineni yapmalı.
Bu işi Amerika'da iyice azıtmışlar, bizim kuzene NY'a ziyarete gittiğimizde süt niyetine gri mavi bir sıvı içiyordu - skim milk miş efendim. Ultra sağlıklı Manhattan ahalisine inat, hemmen soluğu markette almıştım düzgün süt içeyim diye. İşte bizim market sütlerinden vardı orada da, idare ettik. ( Kulakların çınlasın kuzeeen :) )
Ben Ayça'dan aldığım gazla neler neler yaparım diyip sütümü bir güzel kaynatıyorum - mikropları ölmesin diye kaynayınca 5-6 dk yeterliymiş.İçinize nasıl sinerse, fazla kaynayan sütün besleyicilik değeri düşüyormuş. Ardından soğumaya bırakıyorum. 2 kere gidip kaymağını ağzı kapalı bir kaba ayırıp, soğuyunca buzdolabına kaldırıyorum çünkü 1 gün sonra o nefis kremamsı kaymağa dönüşüyor ve afiyetle ekmeğe balla sürüp yiyorum.
Sütümü çelik tencerede kaynatıp, yoğurdumu ağzı plastik cam borcam'da yapıyorum. Tarifini internetten almıştım, tarifi kolay, yapması kolay.
Ardından kalan sütle çeşitli şeyler yapıyorum. O sırada evde bir mandıra havası esiyor. Mutfakta sarılıp sarmalanmış yoğurt, soğuyan süt ve kaymak. Bu işe özel paşabahçe'den aldığım kedili, köpekli süslü süt şişelerim tezgahta sıralarını bekliyor.
Ayça bizim çökelek dediğimiz peynirimsi şeyi de yapıyormuş. Merak ederseniz http://pi.web.tr/ 'de blogu var.
Ayrıca Tam un ve şeker yerine bal kullanarak yeni tatlar keşfediyorum. Onu da anlatırım.
Geç kalmış bir evcilik oyununda gibiyim derken abartmıyorum yani...:P
***Not:Resimdeki ilk çökelek denemem. Suyu süzülsün derken evi kokuttum. Az daha Sevgili Eşim mandıramızı kapatıyordu:P
Sevgiler,
Yazın sever insan Özge:)